25 Ekim 2011 Salı

HTC Desire Z'yi Denemeye Ne Dersiniz?

Arkadaşlar bugün sizlerle çok beğendiğim ve benimde kullandığım bir cep telefonunu tanıtacağım.Ben dokunmatik ekranlı telefonu kullanamıyorum ama dokunmatik telefonlar şekil ve özellik açısından daha iyi diyorsanız; hem dokunmatik ekranlı hemde klavyeli HTC Desire  Z sizin için tasarlanmış demektir.3.7 inçlik süper dokunmatik ekranı ve özel tasarım klavyesi ile yazmak veya dokunmak sizin elinizde.

Artık kaybolmak yok.Çünkü, HTC Desire Z gelişmiş harita sistemiyle hep yanınızda.Gitmek istediğiniz yere en kısa sürede,beklemeden ve ücretsiz ulaşın.Ayrıca haritalarda yavaş yükleme ve yanlış yönlendirme gibi sorunlar yok.Aradığınız akaryakıt istasyonu,cafe veya ATM artık size çok yakın.

Peki HTC Desire Z'nin en önemli özelliklerinden birini öğrenmek istermisiniz?

HTC Desire Z kaybolmuyor.Yani en azından kolayca kaybolmuyor.HTCSense.com'u kullanarak bulmakta zorlandığınız telefonu yastığın altında bulabilirsiniz.

Ayrıca telefonunuzu evde unuttuysanız yine aynı adresten telefonunuzu başka bir telefona yönlendirebilirsiniz.Son olarak telefonunuzdaki verilerin kaybolmasından veya telefonunuzun çalınmasından endişe ettiğinizde HTCSense.com'u kullanabilirsiniz.

Şimdi de telefonumuzun özelliklerine bakalım;

119 mm x 60.4 mm x 14.16 mm  4.69" x 2.38" x 0.56" ebatlarında,6.35 onz pili ile birlikte 180 gr ağirıiğinda,3.7 inç zoom kabiliyetli dokunmatik ekranı,1.5 GB dahili telefon hafızası,android 22 - HTCSense işletim sistemi,800 MHz işletim hızı,5 megapiksel renkli kamera,video kaydı,yüz tanıma yeteneği,dijital pusula,yakınlık sensörü,ışık lambası sensörü,bluetooth,FM radyo,USM ve Wifi internet,400 dk ya kadar konuşma süresi,paylaşım siteleri ve sosyal aglara anında ulaşım,uzaktan kontrol ve sayamadığım bir çok özelliğiyle HTC Desire Z sizinde çok hoşunuza gidecek.

Devamını Oku >>

23 Ekim 2011 Pazar

Geçmişten Günümüze TV Dizileri

Bugün pazartesi,yeni birgün ve yeni bir hafta.Herkez için günlerin farklı bir anlamı vardır.Ne yazikki günümüzde birçok kişi için günler takip ettikleri diziler anlamına geliyor.Dizi izlemek ilk bakışta bu kadar da kötü birşey gibi görünmüyor.Ancak ayrıntılarda gizli olan ve insanlara zorla aşılanmaya çalışılan noktalar çok önemli.

Ülkemizde dizilerin geçirdiği değişime şöyle bir bakalım.1989 yıllarında yayınlanmaya başlayan ve benim tekrar bölümlerini izlediğim "Bizimkiler" dizisi çok iyi bir yapımdı.Bir apartmanda yaşayan normal standartlardaki insanların birbirleriyle olan ilişkileri,tartışmaları ve yaşamlarını konu alan dizi ne kadar da bize benziyor değil mi?

Özellikle müziğini çok sevdiğim bir dizi de "Süper Baba" dizisidir.Dizi üç çocuklu,eşinden ayrılmış bir babanın belkide dönem dönem hepimizin başına gelmiş hayat mücadelesini anlatıyor.Düzenli bir işi olmayan bir babanın çocukları için katlandığı sıkıntılar,çengelköy esnafının dertleri,yanlış kararlar ve çocuk yetiştirmenin zor yönleri gibi konuları işleyen dizi zamanının en iyi dizisiydi bence.
1998 yıllarında yayınlanan "Sıcak Saatler" dizisini de izleyenler mutlaka hatırlayacaklardır.Gazetecilik mesleğinin bilinmeyen yönlerinin ve gözüpek bir gazetecinin günlük yaşantısının anlatıldığı dizi günümüz dizilerinden oldukça uzaktı.Mehmet Aslantuğ'un canlandırdığı Sedat Yalçın karekteri hepimiz gibi yaşamın içinden ve bize benzeyen bir karakterdi.

Geçmişe doğru yaptığımız küçük geziden sonra günümüze geri dönelim.Günümüzde ise üzülerek belirtmek isterim ki tecavüz ve aldatma sahnesi olmayan dizi yok denecek kadar az.Hatta tecavüz sahnesi olmayan diziler izlenmiyor.

Bu durumu ilk olarak "Aşk-ı Memnu" başlattı.Kocasını aldatan bir kadın,amcasının eşiyle ilişki yaşayan bir adam,para için kızını kendisinden yaşlı bir adamla evlendiren bir anne.Biraz önce yazdığım konulardan ne kadar uzak değilmi?Sonra devam eden aldatma ve ahlaksız sahneler.Daha da kötüsü böyle bir dizi izlenme rekorları kırıyor.

Birde "Kavak Yelleri" var tabiki.Başlangıçta normal görünen dört genci konu alan dizi nedendir bilinmez bu çizgisinden sapar.Başlarda arkadaş olan bu gençler arasında aşk ilişkileri doğmaya başlar.Sonra kimin eli kimin cebinde belli olmayan bir hal alır.Benim en çok takıldığım nokta ise Aslı karekteri.Bu karakterin dizideki tüm erkeklerle ilişkisi oldu diyebilirim.Bu nasıl arkadaşlıktır.Karşılıklı aşık olmalar,nikah masasından dönmeler,babasız çocuklar.Klasik dizi konuları işte..Bu arada Aslı'nın bu koşuşturma ve aşk trafiği içinde ne zaman ders çalışıp tıp fakültesini kazandığınıda tartışılır.Yazarken sinirlenmemek için kendimi zor tutuyorum.

Bazı dizilerde varki; bugünümüzü kirletmekle kalmıyor,geçmişimize ve atalarımıza da çamur atıyor.Sizde anlamışşınızdır ki "Muhteşem Yüzyıl" dizisinden bahsediyorum.Kısmi olarak gerçekleri anlatan dizide asıl amaç Osmanlı İmparatorluğu'nu karalamak ve yeni nesile atalarını kadın düşkünü insanlar olduğunu anlatmaktır.

"Fahmagül'ün Suçu Ne" dizisinden de söz edelim biraz.Tecavüz sahnesiyle ünlenen bir diğer dizi.Belkide hiçbir dizinin ilk bölümü bu kadar çok izlenmemiştir.

Bu diziden bahsetmişken "İffet " dizisinden bahsetmeden olmaz.Bu dizide de yine yazmaktan sıkıldığım ve hatta midemi bulandıran iğrenç sahneler var.Bu kadar da olmazki be kardeşim.Para karşılığında bir gecelik ilşkiler yaşanan dizileri de unutmuş degiliz.

Bunlara bir yenisi daha eklendi "Adını Feriha Koydum" .Bu dizide de kandırılmiş olan erkek karakter,borcu karşılığında Feriha'ya para teklif ediyor.Anlaşılan gelecek bölümlerde dizi tarihimize ahlaksız bir sahne daha eklenecek.

Belki de bana kızıp niye bu kadar abartıyorsun diyeceksiniz?Abartmıyorum,bence az bile söylüyorum.Bu dizilerdeki amaç Türk toplumunun aile yapısıyla ve ahlak kriterleriyle oynamaktır.İnsanların gözünde yavaş yavaş aldatmayı,ihaneti,tecavüzü,iğrençliği normal gibi göstermektir.Ne tesadüftür ki bu dizilerin büyük bir kısmı aynı medya patronunun kanallarında yayınlanmaktadır.Bu adamın bizimle derdi ne acaba?
Yayınlarda sigara ve içkiyi yasaklayan RTÜK daha çok tecavüz sahneli dizileri yasaklamalı bence..

Son olarak çok değerli anne ve babalardan bir isteğim olacak.Lütfen bedeni ve ruhsal açıdan sağlıklı nesiller yetiştirmek istiyorsanız bu dizileri çocuklarınıza izletmeyin.


Devamını Oku >>

21 Ekim 2011 Cuma

Zenginsen Paranı Ver Canın Sağolsun,Fakirsen Canını Ver Vatan Sağolsun


Malesef  devlet ve millet olarak zor bir dönemden geçmekteyiz.Türk milletinin birlik ve beraberliğine göz diken hainler,bu milletin istikbali için görev yapan gençlerimizi sevdiklerinden ayırmışlardır.Üzülmemek,isyan etmemek elde değil.

Ancak benim anlamadığım bir nokta var.Daha doğrusu anlam veremediğim ve kabul edemediğim bir nokta..Ne yazık ki dağdaki it sürüleri erkekce değilde hain pusular kurarak bizim aslanlarımızı şehit etmektedirler.Yalnız bilmedikleri birşey var.Türk milletinde aslan bitmkez.Bir aslan toprağa düşer,bin aslan onun kanıyla sulanan topraktan baharın ilk ışıklarıyla filizlenir.Hain pusuları,ana haber bültenlerindeki şehit haberleri takip eder.Şehit ailelerinin acıları ekrana gelir.Siz de takdir edersiniz ki hiçbir şehit ailesi şehit anne-babası olmaktan pişman ve isyankar degildir.Fatma annem vatan sağolsun demekten,Ahmet amcam da bir değil bin evladım olsa bu vatana feda olsun demekten asla çekinmez.

Peki neden şehitlerimizin aileleri çiftçi,işci,emekli,memur?Neden şehitlerimiz adı mehmet,ahmet,eyup,hakan?Yıllardır neden bir komutanın,paşanın,bakanın,milletvekilinin,iş adamlarının,medya patronlarının evlatları şehit olmazken,benim anadolunun bağrında ekmeğini taştan çıkaran,eli nasırlı analarımın evlatları şehit oluyor.?Neden şehit cenazelerinde lüks arabalarından inen babalar,pahalı güneş gözlükleri ve marka elbiseleri olan şehit aileleri yok?Yoksa vatan denince mangalda kül bırakmayan,sözde vatansever olan ama aslında emperyalistlerin ve sabetayistlerin maşası olan bu elek üstü insanların çocukları turistik bölgelerde tatil yapar gibi mi askerlik yapıyor?Siz ne düşünürsünüz bilemem ama bence durum bu...

Yoksa bizim paşalar sınır karakollarındaki ihmalleri,eksiklikleri,dağdaki itlerle yapılan anlaşmaları bildikleri için mi doğuda değilde batının en güzel bölgelerinde askere gönderiyorlar.Peki mason defterlerinde kayıtları bulunan eski   siyasetçilerin,televizyonlarda hergün izlediğimiz sanatçıların yakınları nerede askerlik yapıyor hiç düşündünüz mü?Neden hiçbir zaman son dakika haberlerinde ünlü bir sunucunun yada komutanın yakınlarının şehit haberi olmadı?Bunun tesadüf olması mümkün mü?Bu vatan için canlarını feda etmiş gençlerimizin isimleri neden Arda,Burak,Teoman değilde bilal,mustafa,mahmut,ali?

Benden bu kadar, artık söz sizde..

Bizim için toprağa düşen şehitlerimiz hakkınızı helal edin ve bizleri affedin...
                       
                                                                                                                 
Devamını Oku >>

12 Ekim 2011 Çarşamba

Farklı Tarz ve Sesiyle Avril Lavigne

Bugün müzik dinlerken,birçok yönüyle hoşuma giden Avril Lavigne'yi sizlerle paylaşmak istedim.Duruşu,tarzı ve tabiki o güzel sesiyle her zaman farkını ortaya koyan Avril, dinlemek ve takip etmek için ideal bir sanatçı.Daha önce dinlemeyenlere ise şiddetle tavsiye ederim.

27 Eylül 1984 de Kanada'da doğan Avril Laviğne 14 yaşında annesinin hediye ettiği gitarla başladığı müzik hayatı 1998'de kazandığı müzik yarışmasıyla devam etti.Şöhret basamaklarını hızla tırmanan sanatçı 2002 yılında dünyada 14 milyon satan "Let Go" albümüyle birçok ödül kazanırken,sekiz dalda birden Grammy adayı oldu.Kanada da 2. sıraya kadar yükseldi.Albümünden dört single çıkardı.
"Complicated" adlı parçası 11 hafta zirvede kaldı.Ayrıca şarkıları İngiltere,Tayvan ve Şilide de ilk sıralara ulaştı.

Avril Laviğne MTV Müzik Ödülleri'nde "En İyi Bayan Şarkıcı" ödülünü aldı.2003 Juno Ödüllerinde "Dünya Çapında En Çok Satan Kanadalı Şarkıcı" ödülünü aldı.Comlicated şarkısıyla "Yılın Şarkısı" ödülünü ve "En İyi Çıkış Yapan Şarkıcı" ödülünü aldı.

2004 de ise ikinci albümü olan "Under My Skin" piyasaya çıktı.Albüm yayınlandığı tüm ülkelerde ilk sıraya yerleşti.2005 yılından itibaren oyunculuk ve modellikte yaptı.


Üçüncü albümü "The Best Damn Thing" piyasaya çıktı ve bu albümü de ilk sıradan giriş yaptı.






lk sinema deneyimini "Over The Hedge" isimli fil ile yaptı."The Folck" adlı filmde ise ünlü oyuncu Richard Gere ile birlikte rol aldı."Fast Food Nation" filminde de başarılı bir oyunculuk sergiledi.


Avril Lavigne günümüzde de çalışmalarına başarı ile devam ediyor.








Devamını Oku >>

11 Ekim 2011 Salı

Haftanın Yeni Filmleri

KATİLİN YÜZÜ

Yönetmen:julien Magnat

Oyuncular:Milla Jovovich,Sarah Vayne Callies

Konu:Acımasızca işlenen bir cinayete şahit olan Anna katilin yüzünü gören tek kişidir.

Tür:Korku-Gerilim








ŞANGAY


Yönetmen:Mikael Hafström

Oyuncular:Jonh Cusack,Li Gong

Konu:1940 yıllarında japonya hakimiyetindeki Şangay'a gelen bir Amerikalıyı anlatıyor.

Tür:Dram-Romantik
















ÇELİK YUMRUKLAR


Yönetmen:Shawn Levy

Oyuncular:Hugh Jackman,Evangeline Lille

Konu:Charlie oğlu ile birlikte metal bir boksör yapıp dövüşlere katılmaya karar verirler.

Tür:Bilikurgu-Dram








ÇILGIN APTAL AŞK


Yönetmen:Glenn Ficarra,John Requa

Oyuncular:Steve Carelle,Ryan Gosling

Konu:Eşi tarafından aldatılan ve boşanmak istenen bir erkeğin değişen hayatı.

Tür:Komedi-Romantik









Devamını Oku >>

10 Ekim 2011 Pazartesi

Hangi Kadınlar Aldatır ?


Malesef günümüzde tutkulu birliktelikler oldugu yaşandığı gibi üzücü aldatma vakaları da yaşanıyor.Kimilerine göre aldatmanın sebebi erkeklerinin ilgisizliği,kimilerine göre ise aldatacak kadın ne yaparsan yap aldatır.Bende bu konuda bir araştırma yaptım.Bakalım kim haklı?

Hiçbir kadın ortada sebeb yokken aldatmaz.Peki hangi sebebten dolayı aldatır?

Heyecan arayan kadın aldatır.Heyecan arayan kadın nasıl olur derseniz;Klasikleşmiş ve eskimiş ilişkiler heyecan arayan kadınlara yetmez ve bu kadın elinde olmadan aldatır.Yani kendini yenilemeyen ilişkiler kadını başka limanlara sığınmaya zorlar.

Romantizm ve ilgi eksikliği yaşayan kadınlar bu eksikliği başkalarında aralar.Yani aldatırlar.

Kadınlar öç almak için aldatır.Eşlerinin kendini aldattığını düşünen kadınlar sadece öç almak içinde aldatırlar.

Yaşlandığını düşünen kadınlarda yeni çareler aramak için aldatır.

İş hayatında ve özel hayatında başarısız olan kadınlar da bazen kariyer için aldatır.

Depresyon da kadınlar için bir aldatma sebebidir.Depresyona giren bir kadın depresyonun etkilerinden kurtulmak için de aldatabilir.

Kendisine saygı duyulmadığını anımsayan kadınlar aldatır.

Yeni sevgilisiyle anlaşamayan kadınlarda eski sevgilisine bir şans vermek için aldatır.

Gençleşmek isteyen kadınlar aldatır.Kadınlar her ilişkide biraz daha gençleşir.

Kadın istemediği bir ilişki yaşamak zorunda kalırsa aldatır.

Sürekli yetenekleriyle dalga geçilen,devamlı eleştirilen ve beceriksizlikle suçlanan kadınlar kendilerine önem veren ve gurur duyan bir erkek bulduklarında mutlaka aldatır.

Terkedilme riski olan kadın kendini sigortalamak için aldatır.

Ama aldatmanın temel nedeni mutsuzluktur.Mutsuz kadınlar kesinlikle aldatır.

Tabiki aldatmada kadının yaşam tarzı,dini ve ahlaki seviyesi de çok ama çok etkildir.


Devamını Oku >>

8 Ekim 2011 Cumartesi

MFÖ Hakkında Bilmedikleriniz


MFÖ(Mazhar,Fuat,Özkan)'ın temelini oluşturan ilk buluşma 1966 yılında Mazhar Alanson ve Fuat Güner'in biraraya gelmeleriyle başadı.Daha sonra bu ikili  1971 yılında " TÜRKÜZ TÜRKÜ ÇAĞIRIRIZ " albümünü çıkardı ve aynı yıl Özkan Uğur ile tanışarak son hallerini aldılar.

1970 yılında ise " İPUCU 5 " lisi olarak çıkardıkları " HEYECANLI ÇOK HEYECANLI " parçası ile bir ilki gerçekleştirdiler ve Türkiyenin ilk klip çalışmasını yaptılar.

1984 yılında ise zirveye çıktılar diyebiliriz." ELE GÜNE KARŞI " albümüyle çıkış yaptılar ve albümle aynı adı taşıyan şarkı yılın şarkısı seçildi.1985 yılından itibaren " PEKİ PEKİ ANLADIK " ," VAK THE ROCK " , " NO PROBLEM " , " BEST OF MFÖ " ," GELDİLER " , " AGANNAGA " , " DÖNMEM YOLUNDAN " , " ROCK SOUND " , " M.V.A.B "  vb. birçok çalışmaları oldu.

1985-1988 yıllarında Eurovision şarkı yarışmasında ülkemizi başarılı bir şekilde temsil ettiler.Sanat yaşamları boyunca grup halindeki çalışmalarının yanında solo çalışmaları,film,reklam,tiyatro ve tv dizilerinde de başarılı olmuşlardır.Ancak sahneye hep birlikte olarak çıkmışlar ve MFÖ ruhunu hep canlı tutmuşlardır.Çalışmaları günümüzde de başarılı bir şekilde devam etmektedir.

Ayrıca MFÖ ile istediğiniz bir konuda görüşmek isterseniz menajer serdar karaoglu ile görüşmeniz yeterlidir.
Email:  serdarkaraoglu@superonline.com
Telefon : 532 232 14 17



Devamını Oku >>

7 Ekim 2011 Cuma

Hafta Sonu Ne Yapsam?

Güzel bir hafta sonu geçirmek için biraz araştırma yaptım,bakalım beğenecekmisiniz?

Mor ve Ötesi
8 Ekim 2011 - 22:00 Jolly Joker İstanbul,İstanbul

Nev
8 Ekim 2011 - 22:00 Jolly Joker Ankara,Ankara

Mustafa Ceceli
8 Ekim 2011 - 22:00 Bursa Suare,Bursa

Bremen Mızıkacıları / Tiyatro Mie
8 Ekim 2011 - 12:00 Halkalı Kültür ve Sanat Merkezi,İstanbul

Gelecek - The Future
8 Ekim 2011 - 13:30 Atlas Sineması,İstanbul

Bisikletli Çocuk - Le Gamin Au Velo
8 Ekim 2011 13:30

Paris Sirki
8 Ekim 2011 - 13:30 -- 8 Ekim 2011 20:30 Pendik Via Port,İstanbul

Samsun Spor Toto Türkiye Kupası 3. Gün
8 Ekim 2011- 14:30 Yaşar Doğu Spor Salonu.İstanbul

Acı Tatlı Tesadüfler - Ma Part du Gateau
8 Ekim 2011 19:00  Atlas Sineması,İstanbul

Erkek Fatma - Tomboy
9 Ekim 2011 - 11:00 City's,İstanbul

İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu
9 Ekim 2011 - 11:30 CRR Konser Salonu,İstanbul

Bu Bir Film Değil - İn Film Nist
9 Ekim 2011 - 16:00 Cinebonus G-Mall Sineması Salon 5,İstanbul


Koca Sinan 
9 Ekim 2011 - 16:30 TİM Fettah Aytaç Salonu,İstanbul


Keyifli Hafta Sonları..

Devamını Oku >>

5 Ekim 2011 Çarşamba

Erkekler Bu Virüse Dikkat

Son yapılan araştırmalara göre cinsel yolla bulaşan HPV virüsü ile bağlantılı 271 çeşit gırtlak kanseri virüsü belirlendi.Belirlenen bu virüsler erkeklere oral yollarla bulaştıklarında gırtlak kanserine sebeb oluyorlar.

Onkoloji Klinigi Dergisinde yayınlanan araştırmaya göre giderek artan HPV Virüsü özellikle erkeklerde gırtlak kanserine sebeb oluyor.

Kadınlar ise;bu virüse karşı aşı yaptırma şansına sahipler ve bu aşı onlara aynı zamanda gırtlak kanserine karşıda koruma sağlamaktadır.



Devamını Oku >>